top of page
tugcegulirmak

Özyeğin Üniversitesi ve ILO, iş yerinde şiddet ve tacize ilişkin araştırma gerçekleştirdi


Özyeğin Üniversitesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğinde, Türkiye’de bir ilk niteliğinde olan “Kadın ve Erkeklerin İş Yerinde Şiddet ve Tacize İlişkin Algı ve Deneyimleri” araştırması gerçekleştirildi. 3.007 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan, TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Suat Dede, İsveç Ankara Büyükelçisi Malena Mard ve ILO Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Hassan’ın katılımıyla, 16 Ekim 2024 tarihinde Swissotel’de gerçekleştirilen konferansta açıklandı.

 

Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan, açılış konuşmasında şunları söyledi: “Global problemlere yenilikçi çözümler sunmayı, toplumun yaşam kalitesini artırmayı ve sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmayı hedefleyen bir üniversiteyiz. Bu çalışma ile de araştırma üniversitesi misyonumuzun bir yansıması olarak harekete geçtik ve iş dünyasına ışık tutacak sonuçlara ulaştık. Değerli partnerimiz ILO ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışma ile şiddetin her türlüsüne karşı bir kurum olarak bilimsel, sosyal ve ekonomik anlamda global etki yaratmayı hedefliyoruz.”


Araştırmanın yürütücüsü Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Canan Sümer, araştırma hakkında öne çıkan bulgulara dikkat çekti: “Araştırma kapsamında, temsili bir örneklemden toplanan verilere dayanarak; iş yerinde ekonomik şiddet, ayrımcılık, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel şiddet olmak üzere beş ayrı şiddet türünün yaygınlığı, çalışanların bu şiddet türlerine yönelik farkındalığı ve bu farkındalığı etkileyen faktörler, çalışanların kullandıkları başa çıkma stratejileri ve aldıkları desteklerin kaynakları incelendi. Çalışmada ayrıca, şiddetin faillerinin ve şiddete maruz kalan kişilerin özelliklerine yönelik bilgiler toplandı.” Sümer, araştırmanın sonuçlarını detaylı bir şekilde sundu.


Temel bulgular şu şekilde:

  • Katılımcıların yüzde 75’inden fazlası kariyerleri boyunca en az bir iş yeri şiddet türüne maruz kaldıklarını bildirdi.

  • Tüm şiddet türleri için algılanan ve gerçekleşen şiddet arasında önemli bir uçurum bulunuyor. Bu bulgu iş yerinde şiddete yönelik genel bir farkındalık eksikliğine işaret ediyor.

  • Katılımcıların yaklaşık yüzde 60’ı, kariyerleri boyunca ekonomik şiddete maruz kaldığını bildirdi. Özel sektördeki katılımcılar, kamu sektöründekilere kıyasla önemli ölçüde daha yüksek düzeyde (neredeyse iki katı) ekonomik şiddete maruz kaldıklarını belirtiyor.

  • Psikolojik şiddet oldukça yaygın ve cinsiyete bağımsız olarak tüm çalışanların neredeyse yarısı buna maruz kalıyor. Yönetici pozisyonundaki kadınlar, yönetici pozisyonundaki erkeklere ve yönetici pozisyonunda olmayan kadınlara kıyasla daha sık psikolojik şiddete maruz kalıyor.

  • Cinsel şiddet orantısız bir şekilde kadınları etkiliyor: Her dört kadından biri iş hayatları boyunca en az bir kez cinsel şiddete uğruyor. Kadınlar için cinsel şiddetin yaygınlığı erkeklere göre iki katından fazla.

  • Katılımcıların üçte biri iş yerinde fiziksel şiddetin bir formuna maruz kaldığını bildirdi. Erkekler fiziksel şiddete daha sık maruz kalıyor.

  • Her beş katılımcıdan birinin ayrımcılığın hedefi olduğu görüldü. Cinsiyete dayalı ve kıyafet ve/veya görünüşe dayalı ayrımcılıklar kadınlar tarafından daha yaygın olarak bildirilirken; erkekler etnik köken ve dine dayalı ayrımcılık vakalarını daha yüksek oranda bildirdi.

  • Şiddet münferit bir olay değil. Şiddetin bir türünü yaşayanların diğerlerini de yaşama olasılığı yüksek. Katılımcıların yarısından fazlasının iki veya daha fazla şiddet türüne maruz kalması, şiddetin ne kadar yaygın ve ciddi bir olgu olduğunu ortaya koyuyor. 

  • Düşük eğitim seviyesinde olan çalışanlar psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddete daha fazla maruz kalırken; yüksek eğitim seviyesinde olan çalışanların cinsel şiddete daha fazla maruz kaldıkları tespit edildi.

  • İş yerinde şiddetin çalışanların iş doyumu, işe bağlılığı ve genel iyi olma hali üzerinde olumsuz bir etkisi var.

  • İşinden ayrılan katılımcıların üçte biri, ekonomik şiddeti temel bir işten ayrılma nedeni olarak gösterdi. 

  • Katılımcıların neredeyse yüzde 90’ı, kurumlarının iş yerinde şiddet konusunda yeterli bilgilendirme yapmadığını bildirdi; ki bu destek ve farkındalık artırma çabalarının eksikliğini gösteriyor.

  • Şiddete tanık olanların büyük ölçüde sessiz ve pasif kalmayı tercih ettikleri görüldü. Bu da, şiddete maruz kalanların, onlar için kritik önem taşıyan destekten yoksun kalabildiklerini gösteriyor.

  • Sendika üyeliği, başta cinsel şiddet ve ayrımcılık olmak üzere iş yeri şiddetine karşı çalışanlara bir koruma sağlıyor.


Araştırma Künyesi:

Özyeğin Üniversitesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğiyle yürütülen bu çalışmada, iş yerinde şiddet ve tacizin beş türünün yaygınlığı İstanbul ili bağlamında araştırıldı. Odaklanılan şiddet türleri; psikolojik şiddet, ayrımcılık, ekonomik şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel şiddet oldu. Araştırma, Mayıs-Temmuz 2024 tarihleri arasında İstanbul’da yaşayan 3.007 hane halkı ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak yapıldı. Araştırmanın temel amaçları arasında, beş şiddet türünün farklı demografik gruplar arasındaki yaygınlığı, çalışanların şiddete yönelik farkındalık düzeyi ve şiddet karşısında kullanılan baş etme yöntemleri hakkında genel bir durum tespiti yapmak yer alıyor.

Comments


bottom of page