Sürdürülebilirlik kavramını ilk dile getiren şirketlerden birisi olan Unilever, inovasyonu ön planına almaya, karbon ayak izini azaltmaya, çevresel ve sosyal konulara önem vermeye devam ediyor. Globaldeki sürdürülebilirlik misyonunu Türkiye’de de gerçekleştiren Unilever, sürdürülebilirlik hareketinin üçüncü çağını başlattığını duyurdu.
12 Eylül Perşembe günü, Unilever Türkiye ve Orta Doğu Ev Bakım Lideri ve Unilever Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen Mandarin Otel’deki basın buluşmasında Unilever Türkiye’nin neler yaptığını, sürdürülebilirlik yol haritasının detaylarını ve yeni projelerini dinledik.
100 yıldır faaliyet gösteren Unilever Türkiye, güzellik ve sağlık, kişisel bakım, gıda, dondurma ve ev bakım olmak üzere, 5 kategoride 20 markayla varlığını sürdürüyor. Unilever Türkiye, Tekirdağ Çorlu, İstanbul Tuzla ve ikisi Konya’da olmak üzere 4 fabrikada kurduğu ekosistemiyle Türkiye’nin en büyük 40 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği ihracat ise 165 milyon dolar.
2010 yılında sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak amacıyla Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı açıklayan Unilever, 2020’de Sürdürülebilir Yaşam Pusulası yani Compass stratejisini oluşturdu. Bu hedefleri 2030 yılına yönelik koydu ve Compass’ın vadesinin dolmasından 6 sene önce hedeflerini güncelledi. Artık söylem değil, hızlı hareket etme zamanı diyen Unilever, global olarak 2039’da net 0 emisyona ulaşmayı hedefliyor.
Üçüncü sürdürülebilirlik çağı başladı
Sürdürülebilirlik yolculuğunun üçüncü çağına başladıklarını söyleyen Unilever, bu yeni çağın anahtar kelimelerini: “daha odaklı, daha hızlı ve daha sistematik olmak” şeklinde belirledi. Bu doğrultuda yeni hedefler 4 ana başlığa odaklandı: iklim, doğa, plastikler ve yaşam koşulları.
Unilever Türkiye’nin şimdiye kadar yaptığı sürdürülebilirlik çalışmaları:
Unilever Türkiye, iklim alanında 2015 baz yılına göre bugün kendi operasyonlarında yüzde 78 sera gazı azaltımı sağladı. Bu alanda yüzde 74 olan global ilerlemenin de önünde yer alıyor.
Yolculukta hayata geçen ilkler:
- Türkiye’de elektromobilite dönüşümünü başlatmak için 3 elektrikli tırla atılan ilk adım ile ilk etapta yıllık karbon emisyonlarında 215 ton azalma hedefleniyor. Bu azaltım yaklaşık olarak 1.287 ağacın karbon emilimine veya başka bir deyişle, dünyayı dört kez turlayan bir tırın karbon emisyonunu ortadan kaldırmaya eşdeğer olacak.
- Konya Fabrikasının güneş enerjisi tesisi açıldı. Toplam 5 MW kapasiteli bu tesisle fabrikanın toplam elektrik tüketiminin 1/3’ünü kendileri üretebiliyor. Karbon azaltımı açısından ise senede yaklaşık 2,800 ton CO2 salınımı önlenecek.
- Yeni elektrikli araçlar, Algida depolarındaki yüzde 100 yeşil enerji sertifikalı şarj istasyonlarında şarj edilecek, böylece tamamen sıfır emisyon elde edilecek. 2023'te ilk etapta trafiğe çıkan 20 elektrikli araç sayısı, sene sonunda 80 araca çıkacak ve operasyonların yıllık karbon salınımı yaklaşık 500 ton azalacak.
Gıda:
Temel sebzeler tedarikinde yüzde 100 sürdürülebilir tedarike ulaşıldı. Türkiye’de sebzelerin tedarikinde önemli aşama kat edildi Bugün domates, sarımsak, soğan, patates, mantar, havuç gibi kalemlerde yüzde 100 sürdürülebilir tedarik sağlanıyor. Toplam Türkiye sürdürülebilir tarımsal ham madde skoru yüzde 50 oranında. Dondurmada kakao ve şekeri yüzde 100 sürdürülebilir tedarik ediliyor. Süt tedarikinde de bu oran yüzde 61.
Su ve Çevre:
Yeni hedefler kapsamında Unilever dünya genelinde 100 noktada su yönetimi programları uygulayacak. Bunlardan bir tanesi de Konya’da yürütülecek. Bu proje kapsamında Ankara merkezli Doğa Koruma Merkezi Vakfı ile Konya’nın Tömek Köyü’nde suyun doğaya yeniden kazandırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar ilk aşamada ağaçlandırma ile başlayacak, köylüler için ekonomik değeri olan badem ve lavanta gibi ürünlerin dikimi gerçekleştirilecek. İkinci aşamada ise Konya’da arazinin çölleşmesine neden olan rüzgâr erozyonunu önlemek için rüzgâr bariyerleri kurulacak.
Tarım:
Knorr markası teknolojiden güç alarak yenilenebilir tarım yatırımı yaptı. Burada amaç, kendi nane tedarikini sağlarken toprağın yenilenmesine katkıda bulunmak ve sektöre öncü olacak bir Onarıcı Tarım projesini hayata geçirmekti. Bu proje kapsamında toprağı zenginleştirmek, fazla su tüketiminin ve gereksiz kimyasal ilaç kullanımının önüne geçmek için İzmir ve Antep’teki tarlalarda onarıcı tarım teknolojileri kullanarak nane ekimi gerçekleştirildi ve ilk hasat geçtiğimiz aylarda alındı.
Plastik ve Atık:
Dönüştürülmüş plastik (PCR) altyapısına yatırım amaçlı olarak Türkiye’deki bir geri dönüşüm tesisi olan Burkasan’a PCR üretimi için gerekli yatırım gerçekleştirildi. Bu sayede Türkiye’nin en ileri teknolojiye sahip plastik geri dönüşüm tesislerinden biri faaliyete geçirildi. 2016 yılında dünya genelinde 2 adet PCR tedarikçisi varken bugün 60’a ulaşmış durumda.
Geri dönüştürülmüş plastiklerle ve inovasyonlarla saf plastik kullanımı azaltılıyor.
- Türkiye’de AR-GE ile geliştirilerek dünyada kullanıma başlayan Knorr çorba ambalajları dünyanın ilk geri dönüştürülebilir hazır çorba ambalajları oldular.
- Omo’nun yeniden dolum makineleri Türkiye’de yaygınlaşıyor, bugün 4 mağazada (İstanbul 2, Ankara 1 ve İzmir 1) bulunuyor, bu makinelerden dolumda yüzde 30’a yakın maliyet avantajı sağlanıyor.
- Tüketim sonrası dönüştürülmüş plastik (PCR) kullanan ambalajlar, sos şişelerinde, deterjan şişelerinde, şampuan şişelerinde farklı oranlarda kullanılıyor. Bazı ürün ambalajlarında yüzde 25’e ulaşan oranda bu ham maddeler kullanılıyor.
ÇEVKO ile birlikte 2022 yılından bu yana yürütülen toplama programıyla, yetkilendirilmiş atık toplama kuruluşlarıyla birlikte çöp sahalarından plastik atık toplanıyor ve belediyelerin geri dönüşüm tesislerine yönlendiriliyor. 2022 yılında 4 bin ton, 2023 yılında 14 bin ton plastik toplandı, 2024 yılında ise 18 bin ton toplanıyor.
Cinsiyet eşitliği ve Toplum:
Unilever Türkiye’nin yönetim rollerinde %50-50 cinsiyet dengesi sağlandı. Türkiye Ülke Liderlik Ekibinin yüzde 60’ı kadın liderlerden oluşuyor. Etki alanındaki 5000 kişiye yüz yüze toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet eğitimleri verildi. Kadına ve çocuğa şiddet öğeleri barındıran medya içeriklerine reklam vermeme kararını sürdürüyor.
Comentários