Türkiye Bir Sınavlar Ülkesi!
- Hüsamettin Oğuz
- 28 Şub
- 7 dakikada okunur

ÖSYM’nin 2023 verileri, Türkiye'nin bir sınavlar ülkesi olduğunu gösteriyor. Sıkı durun; 2023’te 11 milyon kişi sınava girmiş. Merkezi sınavlara giren aday sayısına yönelik istatistikler, 2023 yılında Türkiye’deki her 10 kişiden birinin sınava girdiğini bize anlatıyor. 2023 yılında gerçekleştirilen 66 merkezi sınava giren aday sayısı, 11 milyon 202 bin 784 ile değer buluyor. Konuyu biraz ayıracak olursak; Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (2024-YKS) 3 milyon 36 bin 945 aday başvurmuş. TYT'ye 3 milyon 36 bin 945 aday! Adayların 1 milyon 404 bin 156'sı sınava ilk kez başvuru yaparken, 798 bin 409 adayın ikinci başvurusu, 442 bin 64 adayın üçüncü başvurusu, 219 bin 390 adayın dördüncü başvurusu, 172 bin 926 aday ise beş ve daha fazla başvuru yapmış durumda.
Sınav yayıncılığı denip geçmemek gerekir, milyonlarca öğrenci her yaş kademesinde bu kitaplarla geleceğe hazırlanıyor. NFT Yayında 190 kitap, 30.000 sayfa, 120.000’den fazla soru! Oksijen Yayıncılık’ta 80 kitap, 20.000 sayfa, 80.000’den fazla soru yayınlayan, Metaform’da 15 kitap, 4.000 sayfa, 12.000’den fazla soru… Nft, Oksijen ve Metaform. Oksijen Yayıncılık, kitaplarını her yıl yaklaşık olarak 600 bin öğrenci ve 50 binden fazla öğretmen kullanıyor. Rakamlara gel! Biz de bu konuyu işin lideri olan bir yayın grubu ile konuşmak istedik.
Öğretmenler öğrencilerinin başarısı için onlara faydalı olacak kaliteli yayınları tavsiye eder ve sevilen kaliteli yayınlar kartopu gibi duyulur bilinir ve daha çok kitleye ulaşır. Ayrıca tek ölçünün bunlar olmadığını da ifade edelim. Bu kadar önemli bir konuyu bir bilene soralım dedik ve Oksijen Yayıncılık’tan Harun Tursun ile görüşelim dedik. Birçok soru sorduk, cevaplar aldık. 2020 yılında kurulmuş olan Oksijen Yayıncılık bünyesinde 3 farklı marka var. Kitapların tamamı video çözümlü. Öğrenci ve öğretmenler bunlara uygulamalardan ulaşabilmekte. Harun Tursun da sınav yayıncılığı kategorisinin en iyilerinden. Şimdi muhabbet ile bakalım.
Harun Tursun kimdir?
2004 yılında Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. O yıldan 2017 yılına kadar aktif olarak öğretmenlik yaptım. 2017 yılında İstanbul Atatürk Fen Lisesinde öğretmenlik yaparken istifa ettim. 2017 yılından beri ise sadece yazarlık yapıyorum. İlk kitabımı 2007 yılında Karekök yayınlarına yazdım. Aynı yayınevinden 2 kitabım daha çıktı. Sonra 2015 yılında Paraf yayınlarını kurduk. Burada onlarca kitap yazdım. Bu kitaplar Türkiye’nin çok satan Türkçe, paragraf, edebiyat kitapları oldu. 2020 yılında Oksijen Yayınlarını kurduk. Burada da 6 kitap yazdım. Şimdiye kadar yaklaşık olarak 30 kitap, 100 binden fazla soru yazdım.

Harun Hoca olarak eğitim materyalleri yazmaya nasıl başladınız ve bu süreçte sizi en çok ne motive etti?
Eğitim materyalleri yazmaya başlamamın temelinde, öğrencilerin daha iyi öğrenmelerini sağlama isteğim yatıyordu. Öğretmenlik deneyimim süresince, öğrencilerin farklı öğrenme biçimlerine sahip olduğunu, aynı konuyu anlamada birbirinden oldukça farklı yollar izlediklerini gözlemledim. Ancak piyasadaki kaynaklar çoğunlukla tekdüze, belirli bir yöntemle yazılmış ve her öğrencinin ihtiyaçlarına cevap veremeyen türdeydi. Bu durum, beni alternatif ve daha kapsayıcı kaynaklar üretmeye yönlendirdi. Öğrencilerin derinlemesine öğrenmesini destekleyen, sadece ezberle değil, kavrama ve analiz yoluyla bilgi edinmelerine olanak sağlayan içerikler hazırlamak istedim. Bana en büyük motivasyonu veren şey, öğrencilerden gelen olumlu geri dönüşler oldu. Onların gelişim süreçlerinde bir katkım olduğunu görmek, beni her yeni materyalde daha iyisini yapmaya teşvik etti.
Bu alandaki bilgi ve tecrübelerinize dayanarak Türkiye’de uygulanan sınav sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Tavsiyeleriniz nelerdir?
Türkiye’de uygulanan sınav sistemi üzerine düşüncelerim oldukça net. Mevcut sistem, öğrencileri büyük ölçüde ezbere dayalı bir öğrenmeye yönlendiriyor ve derinlemesine düşünmeye yeterince alan tanımıyor. Sınavların belirleyici olması nedeniyle, öğrenciler bilgiyi gerçekten anlamaktan çok, sınavda başarılı olabilmek için gerekli görülen bilgileri kısa vadede ezberlemeye odaklanıyorlar. Bu durum, uzun vadede öğrenmeyi verimsiz hale getirebiliyor. Eğitim sistemimizin, yalnızca sınav başarısını değil, eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi becerileri de ön planda tutması gerektiğine inanıyorum. Sınav odaklı bir sistem yerine, öğrencilerin konulara daha geniş bir perspektiften yaklaşmasını sağlayacak bir eğitim modeli oluşturulmalı. Öğretmenler, sadece sınav sonuçlarını değil, öğrencinin gelişim sürecini de değerlendiren bir anlayışı benimsemeli.
Dünyanın en iyi sınav yayıncılığı Türkiye’de!
Kitaplarınızda soru çeşitleri bol, her tarz soruya değiniyorsunuz, çok ekstra bir kaynak kitap tarzında yazıyorsunuz. Ne söylersiniz?
Kaynak kitaplarımı hazırlarken, öğrencilerin farklı seviyelerde ve farklı öğrenme biçimlerinde olmalarını göz önünde bulunduruyorum. Kitaplarımda, sadece temel seviyede sorular değil, orta ve ileri düzey sorulara da yer vererek her öğrencinin seviyesine hitap etmeye çalışıyorum. Bir öğrencinin sınavda başarıya ulaşabilmesi için, yalnızca belirli bir soru tipine alışması değil, farklı türde sorularla karşılaşarak düşünme becerilerini geliştirmesi gerekiyor. Bu yüzden kitaplarımda geniş bir soru çeşitliliği sunmaya özen gösteriyorum. Konu anlatımlarını sade, akıcı ve anlaşılır bir dille yazmaya özen gösterirken, örneklerle destekleyerek konunun öğrencinin zihninde daha iyi yer etmesini sağlıyorum. Bir öğrencinin, öğrendiği bilgiyi sadece sınav için değil, hayatının diğer alanlarında da kullanabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öğrencilerden aldığınız geri bildirimler ürünlerinizi nasıl şekillendiriyor?Öğrencilerden aldığım geri bildirimler, hazırladığım kaynakları geliştirmemde büyük rol oynuyor. Öğrencilerin hangi konularda zorlandıklarını, hangi soru türlerinin daha açıklayıcı olmasını beklediklerini veya hangi anlatım biçiminin kendilerine daha yakın geldiğini anlamak, yeni kitaplarımı ve mevcut kaynaklarımı geliştirmemde bana yol gösteriyor. Özellikle sınav sonrası gelen geri dönüşler, hangi konuların öğrenciler için daha zorlayıcı olduğunu anlamamı sağlıyor. Bu bilgileri değerlendirerek, eksik görülen alanlara daha fazla ağırlık veriyorum. Eğitim materyallerinin statik değil, dinamik olması gerektiğini düşünüyorum. Değişen sınav sistemine ve öğrenci beklentilerine uyum sağlamak için içeriklerimi sürekli güncelliyorum
Sınav sorularının hazırlanması ve konu anlatımlarında neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?Sınav sorularını ve konu anlatımlarını hazırlarken en çok dikkat ettiğim şeylerden biri, öğrencinin konuya hâkim olup olmadığını gerçekten ölçebilecek nitelikte olmalarıdır. Yani sorular sadece bilgi ölçmekle kalmamalı, aynı zamanda öğrencinin analiz yapmasını, yorumlamasını ve çıkarımda bulunmasını sağlamalıdır. Günümüz sınavlarında artık sadece bilgiyi hatırlamak yetmiyor, bilgiyi kullanabilme becerisi de değerlendiriliyor. Bu yüzden, hazırladığım soruların büyük bir kısmında öğrencinin sadece ezberlediklerini değil, anladıklarını da göstermesine olanak tanıyorum. Konu anlatımlarını oluştururken, öğrencinin gözünden bakarak en anlaşılır ve etkili yöntemi seçmeye çalışıyorum. Özellikle kavramları, günlük yaşamdan örneklerle ilişkilendirmek ve görsel materyallerle desteklemek, bilgilerin kalıcılığını artırıyor.
Türkçe önemli bir disiplin. Pek çok araştırma soruların birçoğunun “anlama” problemi nedeniyle kaçırıldığına işaret ediyor. Bu konuda ne dersiniz?
Türkçe, eğitim sistemimizin temel taşlarından biri olmasına rağmen, öğrencilerin en çok zorlandığı alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan araştırmalar, birçok öğrencinin matematik ya da fen bilimleri sorularında hata yapmasının sebebinin aslında anlama problemi olduğunu gösteriyor. Yani öğrenciler, okuduklarını tam olarak anlamadıkları için soruları yanlış yanıtlıyorlar. Bu, eğitim sistemimizde üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri. Türkçede anlam ve okuduğunu yorumlama becerisi, sadece Türkçe dersinde değil, tüm derslerde başarıyı etkileyen bir faktör. Bu yüzden, öğrencilerin erken yaşlardan itibaren okuma alışkanlığı kazanmaları teşvik edilmeli, okuma-anlama becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Sınav sorularının orijinallerine uyduruyor musunuz kitaplarınız ve soru bankasını? Bu konudaki yönteminiz nedir?
Kitaplarımda, sınav sistemine uygunluk konusunda titizlikle çalışıyorum. Güncel sınav formatlarını analiz ederek, öğrencilerin karşılaşabileceği soru türlerine benzer sorular hazırlıyorum. Ancak sadece sınavlara birebir uygunluk değil, öğrencilerin daha geniş bir bakış açısıyla konuları ele alabilmelerini sağlamak da önemli. Bu yüzden, sınav formatlarının dışına çıkmayan ama aynı zamanda öğrencinin farklı düşünme becerilerini geliştiren sorular eklemeye özen gösteriyorum.
Kitaplarınızın dijitalleşmesini öngörüyor musunuz?
Eğitimin dijitalleşmesi kaçınılmaz bir gerçek haline geldi ve ben de bu dönüşüme ayak uydurmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Kitaplarımın dijital ortamlarda da yer alması, öğrencilerin her an, her yerden erişebilmesini sağlamak açısından büyük bir avantaj sunuyor. Online eğitim platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, basılı kaynakların yanında dijital içeriklerin de geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Kitaplarımın dijital ortama taşınması, interaktif öğrenme deneyimini destekleyerek, öğrencilere daha zengin bir öğrenme ortamı sunacaktır.
Online öğrenme platformu geliştiren ve içerik üreten deneyimli firma olarak okullara nelere dikkat etmelerini öneriyorsunuz?
Okullara dijital içerik seçiminde dikkat etmeleri gereken en önemli noktalar arasında, içeriğin güncelliği ve müfredata uygunluğu yer alıyor. Ayrıca, interaktif öğrenme araçlarının doğru seçilmesi ve öğretmenlerin bu araçları verimli bir şekilde kullanabilmeleri için gerekli eğitimlerin sağlanması büyük önem taşıyor.
Kitaplarınızda yeni jenerasyonun öğrenme stillerini dikkate alıyor musunuz?
Yeni jenerasyonun öğrenme stillerini dikkate alarak kitaplarımı hazırlıyorum. Günümüzde öğrenciler, geleneksel öğrenme yöntemlerinden çok, görselliği ön planda tutan, etkileşimli ve uygulamalı öğrenme biçimlerine daha yatkınlar. Bu nedenle, konu anlatımlarımı görsel desteklerle zenginleştiriyor, anlatımları daha akıcı ve ilgi çekici hale getirmeye çalışıyorum.
Öğrencilerin anadil becerileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Anadil becerileri, öğrencilerin akademik başarısını doğrudan etkileyen bir faktör. Anlama, yorumlama ve yazılı ifade becerileri yeterince gelişmemiş bir öğrenci, diğer derslerde de zorlanabilir. Bu yüzden, öğrencilerin erken yaşlardan itibaren bu becerileri geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmaları teşvik edilmelidir.
Sınav yayıncılığında deneyimli bir yazar olarak okullara, öğretmenlere ve velilere nelere dikkat etmelerini öneriyoruz?
Sınav yayıncılığında deneyimli bir yazar olarak, öğretmenlere ve velilere en büyük önerim, öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate almaları ve her öğrencinin farklı bir öğrenme sürecine sahip olduğunu göz önünde bulundurmalarıdır.
Oksijen olarak okullara hangi kurumsal çözümleri sunuyoruz?
Oksijen olarak, okullara dijital eğitim platformları, interaktif içerikler ve öğretmen eğitimleri gibi çözümler sunuyoruz. Böylece, eğitim kurumlarının daha etkili bir öğrenme ortamı oluşturmasına destek oluyoruz. İçeriklerimi hazırlarken, öğrencilerin en verimli şekilde öğrenmesini sağlayacak yöntemleri belirleyerek, onlara en iyi materyalleri sunmaya çalışıyorum.

Oksijende Harun Tursun olarak içeriklerini nasıl hazırlarsınız?
Oksijen’de içeriklerimi hazırlarken öncelikli olarak öğrencilerin ihtiyaçlarını, sınav sisteminin dinamiklerini ve eğitimdeki güncel gelişmeleri dikkate alıyorum. İçerik üretme sürecim, titiz bir analiz ve planlama aşamasıyla başlıyor. Öncelikle, öğrencilerin hangi konularda daha fazla zorlandıklarını anlamak için geribildirimleri, geçmiş sınav sorularını ve eğitim trendlerini inceliyorum. Ardından, bu veriler doğrultusunda konu anlatımlarımı ve soru çeşitlerini belirliyorum.
İçeriklerimi hazırlarken sade, anlaşılır ve öğrenci dostu bir dil kullanmaya özen gösteriyorum. Öğrencilerin bir konuyu öğrenirken yaşayabilecekleri olası zorlukları öngörerek, onları en iyi şekilde yönlendirecek açıklamalar yapıyorum. Bunun için bazen konuyu günlük hayatla ilişkilendiriyor, bazen de çarpıcı örnekler ve hikâyeleştirme yöntemini kullanıyorum. Çünkü öğrencilerin bilgiyi sadece ezberlemek değil, gerçekten anlamak ve içselleştirmek üzerine kurulu bir öğrenme süreci yaşamaları gerektiğine inanıyorum.
Peki dijital İçerikler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Aslında birlikte ilerleyen bir süreç bu. Hazırladığım içeriklerde görsel öğelerin önemini de göz ardı etmiyorum. Grafikler, tablolar, görseller ve şemalarla desteklenmiş konu anlatımları, öğrencilerin bilgiyi daha hızlı kavramasına ve hatırlamasına yardımcı oluyor. Ayrıca, soruların zorluk seviyesini kademeli olarak artırarak, öğrencilerin adım adım ilerlemesini sağlıyorum. Önce temel kavramları pekiştiren sorular, ardından kavrama ve analiz gerektiren sorular ve son olarak da gerçek sınav formatına yakın özgün sorular sunuyorum.
Soru bankalarını ve deneme sınavlarını hazırlarken, güncel sınav sisteminin gerekliliklerini göz önünde bulunduruyorum. Soruların orijinal sınav formatına uygun olmasına özen gösteriyor, ancak yalnızca biçimsel bir benzerlikten ziyade, öğrencinin konuya hakimiyetini artıracak nitelikte sorular oluşturuyorum. Öğrencinin karşılaşabileceği tüm soru tiplerine yer vermek, onların sınav kaygısını azaltarak daha özgüvenli bir şekilde sınava girmelerini sağlıyor.
Oksijen’de içerik üretirken, dijitalleşmenin eğitimdeki önemini de göz önünde bulunduruyorum. Artık eğitim sadece basılı materyallerle sınırlı değil; interaktif eğitim araçları, video dersler ve online test platformları gibi dijital içerikler de öğrenme sürecinin önemli bir parçası haline geldi. Bu yüzden, içeriklerimi dijital ortama uygun hale getirerek, öğrencilerin her an her yerden erişebileceği bir öğrenme deneyimi sunmaya çalışıyorum.
Son olarak, içeriklerimi belirli aralıklarla gözden geçirerek, eksik veya iyileştirilmesi gereken noktaları sürekli güncelliyorum. Öğrencilerden ve öğretmenlerden gelen geri bildirimleri dikkate alarak içeriklerimi geliştirmeye devam ediyorum. Oksijen’de içerik üretimi, sürekli bir yenilenme ve gelişim sürecidir; çünkü öğrenme hiçbir zaman durağan bir süreç değildir. Bu bilinçle, her yeni materyalde öğrencilerin en verimli şekilde öğrenebileceği içerikler üretmeye devam ediyorum.
Comments