Döner Kebap, sadece bir yemek değil, aynı zamanda kültürel bir simge ve ekonomik bir güç haline geldi. Son zamanlarda Türkiye ve Almanya arasında yaşanan “döner diplomasisi”, bu lezzetli yemeğin ne kadar önemli bir konu haline geldiğini gözler önüne serdi…
Hatırlatayım! Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Nisan ayındaki Türkiye ziyaretinde döner kesmesi, sadece bir sempati oluşturma hareketi değildi. “Alman Döneri” imajını güçlendirmenin yanı sıra, kendi ülkesine de bir mesaj taşıdığını o gün pek konuşmadık. Ama o başarılı bir diplomatik mesajdı. O mesajı bugün, daha net anlıyoruz.
Almanya, döneri sahiplendiğini bir başka olayda daha gösterdi. Uluslararası kamuoyunda Almanya'nın ulusal yemeği olarak lanse edilen döner kebabın fiyatının her geçen gün artması ülkede gündem oluşturdu. Alman Meclisi, fiyatının yakında 10 Euro’ya çıkması beklenen döneri gündemine aldı… Artan fiyatların tüketiciyi rahatsız ettiği ve artan maliyetler nedeniyle geçimlerini sağlamakta zorlandıkları belirtildi. Alman Hükümeti, konuya hassasiyetini göstererek döner pazarının sürdürülebilirliğine yönelik de adımlar atıyor. Döner fiyatları Türkiye’de de uçuşa geçmiş durumda. Ancak, böyle adımlar atıldığını duydunuz mu?
Bu iki olayı aktarmamın sebebi, son günlerde yaşanan dönerin tescili ile ilgili tartışmalardır. “Döner Kebap”, sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da kültürel ve ekonomik gastronomik bir sembol oldu. Türkiye’nin Döner Kebabı için Avrupa Birliği'nden (AB) “garantili geleneksel spesiyalite” (TSG) statüsü talep etmesi, Almanya ile arasında bir tescil mücadelesine yol açtı. Bu talep, dönerin orijinalliğini koruma amacını taşısa da Almanya’da geniş çapta itirazlarla karşılaştı.
Türkiye’nin tescil başvurusu
Avrupa Birliği’nde, “geleneksel spesiyalite garantili” (TSG), geleneksel spesiyaliteleri korumak ve tanıtmak için kullanılan bir tür coğrafi işarettir. TSG olarak kayıtlı ürünler, belirli bir bölgeden geliyorlarsa bu şekilde etiketlenebilir. Örneğin gorgonzola, Parmigiano-Reggiano, feta peyniri gibi yiyecekler bu kapsama dahildir.
Bu statü, belirli üretim yöntemlerine ve spesifikasyonlara uygun olarak üretilen ürünlerin korunmasını sağlar. Türkiye’nin bu başvurusu, döner kebabın geleneksel üretim yöntemlerini koruma ve orijinalliğini muhafaza etme amacı taşıyor. Başvuruya göre, sadece belirli et türleri ve dilimleme yöntemleri döner olarak kabul edilecek, kıyma tamamen yasaklanacaktır. Ayrıca, etin marine edilmesi için kullanılan baharatlar ve dilimleme bıçağının özellikleri gibi detaylar da belirlendi.
Türkiye’nin tescil başvurusuna göre, “Döner kebap” terimi, bir coğrafi bölgeyi değil, geleneksel pişirme yöntemini ifade ediyor. Türk Dil Kurumu, “Döner”i, et dilimlerinin “Döner” şiş olarak bilinen metal bir çubuk üzerine yatay olarak istiflendiği ve bir ısı kaynağının önünde kendi ekseni etrafında dikey konumda döndürülerek pişirildiği bir kebap türü olarak tanımlıyor.
Kültürel mirasımız
Unutmayalım ki “Döner Kebap”, Türkiye’nin mutfak kültüründe derin köklere sahiptir. 2.500 yıla kadar uzanan bir geçmişe sahip olan Döner Kebabın, tamamen Türk mutfağına ait bir yemek olduğu tartışmasız bir gerçektir. “Döner”, 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli şehirlerine yayılmıştır. “Döner” pişirildi; restoran ve hanlarda satıldı. Takiyüddin’in el yazmasına göre “Döner”in dikey konumda pişirme yöntemi 1546 yılına aittir.
Geleneksel özellikleri, şiş döndürülürken hazırlama (kesme, marine etme, şiş üzerine katmanlama) ve dikey konumda pişirme şeklidir. Geleneksel pişirme yöntemleri ve kullanılan baharatlar, döner kebabın özgünlüğünü ve lezzetini koruyan unsurlardır. 1950’lere ait döner ocaklarının görselleri, Gülhane’deki bir müzede yıllardır sergileniyor.
Yani, Döner kebabın kökenleri 18. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanıyor. İlk olarak “Cağ Kebap” gibi yatay şişte pişirilen et, 19. yüzyılın sonlarında dikey şişe geçiş yaptı. 1970’lerde Almanya'ya göç eden Türkler tarafından Avrupa'ya tanıtıldı ve hızla popülerlik kazandı.
Dönerin küresel yolculuğu
Döner Kebap, zamanla dünyanın en yaygın yemeklerinden biri haline geldi. Arap ülkelerinde Shawarma, Yunanistan’da Gyro, Almanya’da Drenship, Meksika’da Tijuana Style Taco gibi isimlerle türetildi ve sahiplenilmeye çalışıldı. Ancak tüm dünya, Döner Kebabın Türklerin yiyeceği olduğunu gayet iyi biliyor. Döner Kebap, Avrupa’da yüzlerce üretici tarafından üretiliyor ve satılıyor. Arap ülkelerinde dönerciler büyük hacimlerde üretim yapıyor. Japonya’da dönerin belgeseli ve çizgi filmi çekildi, Amerika’da döner satan global restoran zincirleri bile kuruldu. Özetle, döner kebap tüm dünyaya yayılmış bir üründür ve daha da genişleme potansiyeline sahiptir.
Değeri ve ekonomisi oluşan her ürün sahiplenilmeye çalışılıyor. Yoğurt, baklava gibi…
Almanya’nın itirazları
“Döner”, Avrupa’ya, özellikle Almanya’ya (özellikle 1962 ve 1979 yılları arasında) Türk göçünün kültürel bir sembolü haline geldi. Avrupa Türk Döner Üreticileri Birliği’ne (ATDID) göre, “Döner” ilk olarak 1972 yılında Berlin’de Türk işçi Kadir Nurman tarafından üretildi. O zamandan bu yana, isim ve üretim süreci değişmeden kaldı ve Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine yayıldı.
Nihayetinde, “Döner” en popüler etno sokak yemeği yemeklerinden biri haline geldi. Hatta, 35 yıllık araştırmanın ardından Alman Sosyolog Eberhard Seidel, 2022’de “Döner: Bir Türk-Alman Kültür Tarihi” adlı bir kitap da yayınladı.
Almanya, Türkiye’nin Döner Kebabın TSG statüsü için yaptığı başvuruya şiddetle itiraz etti. Alman yetkililer, bu tescilin büyük bürokratik engeller oluşturacağını ve döner kebabın fiyatını artıracağını savunuyor. Almanya’da Döner Kebap, popüler bir sokak yemeği olup 400 bin kişiye istihdam sağlıyor ve yıllık 7 milyar Euro civarında bir pazar hacmine ulaşmış durumda. Ayrıca Almanya için ihraç kalemlerinden biri. Ülke genelinde yaklaşık 16.000 ila 18.000 döner dükkânı bulunuyor. Artık Döner Kebap, Alman halkının günlük yaşamının önemli bir parçası haline geldi.
Hem Türkiye hem de Almanya, Döner Kebabın kendi kültürel miraslarının bir parçası olduğunu iddia ediyor. Türkiye, döner kebabın Osmanlı İmparatorluğu’ndan itibaren Türk mutfağının bir parçası olduğunu belirtirken, Almanya döner kebabın bugünkü popüler formuna Almanya’da kavuştuğunu savunuyor. Almanya’daki Türk diasporası da Döner Kebabın hem Türkiye hem de Almanya için önemli bir kültürel sembol olduğunu vurguluyor.
Almanya’da döner pazarı
Döner kebap sadece özel dükkanlarda değil, birçok fast food zinciri, marketler ve sokak satıcıları tarafından da satılıyor. Yani yukarıdaki 18 bin satış noktası sayısı 40.000’in üzerine çıkabilir. İngiltere’de 20 bin, Fransa’da 10 bin ve Hollanda’da 2 bine yakın döner dükkanı olduğu varsayılıyor.
Almanya’da 400’den fazla döner et üreticisi olduğu biliniyor ve günde yaklaşık 550 ton döner kebap tüketildiği tahmin ediliyor. Almanya’da yılda 400 milyon, Avrupa’da ise 1 milyon porsiyon döner kebap tüketiliyor. Almanya’da sadece döner kebap için yılda 200 bin ton et tüketiliyor.
Yukarıda ifade edilen 7 milyar Euro’luk döner pazarının, Avrupa genelinde değeri 13-14 milyar Euro civarına ulaşabiliyor.
Bu rakamlar, döner kebabın Almanya ve Avrupa ekonomisinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Sektör, göçmen kökenli girişimciler için önemli bir iş alanı oluşturuyor ve yerel ekonomilere ciddi katkı sağlıyor.
Ancak bu bilgilerin kesin olmayabileceğini ve zaman içinde değişebileceğini unutmamak gerekir. Döner Kebap sektörü oldukça dinamik ve sürekli gelişen bir sektör olduğundan, rakamlar yıldan yıla değişiklik gösterebilir.
Ekonomik boyutları açısından, Almanya’daki döner sektörü büyük bir istihdam kaynağıdır ve yıllık ciro bakımından önemli bir yer tutmaktadır. Döner Kebabın TSG statüsü alması durumunda, Almanya’daki döner üreticileri yeni kurallara uymak zorunda kalacaktır ve bu da maliyetleri artırabilir.
AB’nin tutumu
Türkiye tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Bakanlık, Döner Kebabın Türk mutfak kültürünün önemli bir parçası olduğunu ve bu başvurunun amacının Döner Kebabın orijinalliğini ve kalitesini korumak olduğunu belirtti. Konuyu Dışişleri Bakanlığı takip edecek.
Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin başvurusunu inceliyor ve Almanya’nın itirazlarını değerlendiriyor. Taraflar arasında uzlaşı sağlanamazsa, AB Komisyonu nihai kararı verecek. Bu süreçte, tarafların uzlaşma sağlaması için altı aylık bir süre tanınmış durumda.
AB’nin tescil süreciyle ilgili şu sorular çerçevesinde konuya kapsamlı şekilde yaklaşılması gerekiyor:
. Döner Kebabın tescili, kültürel mirası koruma açısından ne kadar önemli?
. Tescil sürecinde Türkiye ve Almanya arasında nasıl bir uzlaşma sağlanabilir?
. TSG statüsü, Döner Kebabın fiyatını ve sektörü nasıl etkiler?
. AB’nin kararı, Döner Kebabın geleceği için ne anlama geliyor?
TSG statüsünün kabul edilmesi durumunda, Almanya’daki döner üreticileri Türkiye’nin belirlediği standartlara uymak zorunda kalacak ve bu da üretim maliyetlerini artıracaktır. Peki, böyle bir döner standardına, şu anda Türk dönerciler uyuyor mu? Neyse, bu durum, Almanya’daki Döner Kebabın fiyatını yükseltebilir ve tüketici alışkanlıklarını etkileyebilir, diye itiraz ediliyor. Ayrıca, Döner Kebabın isminin değişmesi gibi sonuçlar da ortaya çıkabilir.
Sanırım pek çok ürünümüz gibi, Döner Kebabın da AB’de tescili için geç kalmış durumdayız. Umarım sonu güzel sonuçlanır…
Comments