top of page
Hüsamettin Oğuz

Bilişim Garajı’nın “İleri Teknoloji” Hikayesi 



Hikayen yoksa gerisi hikaye: Hikayelerin gücü adına!


Hikayeler güçlüdür, çünkü evrenseldir: Hikayeler, evrensel çekiciliğe sahip oldukları için birleştirme ve bize ilham verme gücüne sahiptir. İnsanların hikayelere ve hikaye anlatımına olan hayranlığı, kültür ve çağın engellerini aşar; hikayeler medeniyetin kendisi kadar eskidir ve tüm insanlar için ortaktır. Yaş, ırk veya cinsiyetten bağımsız olarak herkes hikaye dinlemeyi sever. London Business School'da profesör ve Managing the Human Animal kitabının yazarı olan Nigel Nicholson, insan denen hayvanda "kurgu dürtüsünün donanımsal olduğunu" ifade ediyor. Nöroloji ve psikolojideki tüm kanıtlar, insanların hikayeler anlatmak için donanıma sahip olduğu sonucuna işaret ediyor. Yani hikayeler evrenseldir, hikaye anlatımı olgusu tüm dünya kültürlerinde ve ülkelerinde mevcuttur. Öykülerin evrenselliği konusunu gündeme getiren bir diğer kişi; öykülerin tüm kültürleri ve kuşakları birleştirdiğine inanan Kanadalı gazeteci Robert Fulford'dur. Ona göre hikayeler hepimize dokunuyor, kültürlere ve nesillere ulaşıyor, yüzyıllar boyunca insanlığa eşlik ediyor. Gerçekleri veya olayları masallarda bir araya getirmek, çoğumuzun üç ve yetmiş üç yaşlarında eşit derecede keyif aldığı tek ifade ve eğlence biçimidir. Bununla birlikte yazar ve feminist sözcü Ursula Le Guin, hikaye anlatıcılığının medeni bir kültürün işareti olduğunu söyler. Eleştirel makalesi “The Language of the Night”ta belirttiği gibi: “Tekerleği kullanmayan büyük toplumlar oldu, ancak hikaye anlatmayan toplumlar olmadı.”

 

Sigmund Freud'un seçkin öğrencisi Carl Jung da hikayeye içgüdüsel bir aşinalığın tüm insanlık tarafından paylaşıldığına inanıyordu. Aslında, tüm insanlar ve kültürleri arasında bilinçsiz bir bağlantı olduğu ve tüm hikayelerimizin ortak bir kökeni olduğu teorisini benimsemişti. Ona göre; insan masalları ve efsanelerinin temel karakterleri ve yapı taşları olan arketipler, tüm insanlar tarafından paylaşılan ve miras alınan bir “kolektif bilinçdışına” aittir. Bir fikri sanki en iyi “hikayeler” anlatır.

 

Hikaye ve Topluluk Oluşturmak!

Buna bağlı olarak; yönetimin kilit rollerinden biri, ortak bir sorunlar dizisi ve ortak bir çözüm arayışı yoluyla birbirine bağlı olan uygulama gruplarından oluşan toplulukların gelişimini teşvik etmektir. Bu topluluklar, iş yerini kişiselleştiren insani “dokunuşu” sağlayarak, çalışanların izolasyon duygularıyla mücadele eden duygusal bağı sağlayabilir. Bu kolayca eğitim kurumlarına ve sınıf ortamına da uyarlanabilir. Yüksek teknoloji kullanımıyla birlikte öğrenciler ve öğretmenler arasındaki bağ da yapay bir hal alma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunu engellemek de öğretmenin ve eğitim yöneticilerinin elinde. Yönetimin bu tür toplulukların inşasını nasıl teşvik edebileceğini anlamak için pek çok çalışma var… Bu çalışmalardan bazıları da hikaye üretimi ve hikaye anlatımına odaklanıyor. O halde hikayenin gücünün kaynakları nelerdir? Çalışmalar hikayenin gücünün dört temel nedeni üzerinde yoğunlaşıyor: hikayeler evrenseldir, insanların düşünme biçimleridir, benlik duygumuzu tanımlarlar ve topluluklarımızı betimlerler. Peki, kurumsal bir ortamda hikayelerin ve hikaye anlatımın önemi nedir; liderlerin çalışma ekiplerine, öğretmenlerin öğrencilerine ilham vermek ve uyum aşılayabilmek için hikayeleri ve hikaye anlatımı nasıl kullanılabilir?


Özgün Bir Hikaye Anlatayım!

Size, özel olduğunu düşündüğüm bir hikaye anlatacağım. Bir başarı hikayesi gibi ama tam değil! Cesaret hikayesi gibi ama tam o da değil! Vizyon hikayesi evet, ona itirazım yok. Ama en çok gelecek hikayesi. Onun hikayesi; Bilişim Garajının ve O’nun hikayesi Zerin Topal’ın!

 

2013 yılından bu yana Türkiye’nin ileri teknoloji esaslı online öğrenme platformu olarak okul öncesinden liseye kadar tüm kademelerde, ülkenin dört bir yanında içerikler sunan Bilişim Garajı ileri düzey bir teknoloji şirketi. Uzun yıllar özel sektörde finans ve eğitim alanında yönetici pozisyonlarda çalışan Zerrin Topal, 2010 yılında alternatif eğitim modelleri üzerine kurulu eğitim ve danışmanlık şirketi ile birçok çocuğa temas etme fırsatı yakalamıştır. Buradan gelen tutku ve deneyim ile birlikte çocukların yeni dünyaya hazırlanması, geleceğe yön verecek nesiller olarak yetişmesi misyonu ile 2013 yılında Bilişim Garajı’nı hayata geçirdi.          

 

Büyümenin ivmelenmesinde yatay ve dikeyde eğitim teknoloji alanında çalışan küresel şirketlerle iş birliğinin önemli bir çarpan olacağını düşünüyor. Zerrin Topal’ın en önemli hedefi, eğitim teknolojileri alanında şirketi etrafında dikey ve yatayda çalışan global bir ekosistem geliştirmek.


Bilişim Garajı: İleri Teknoloji Bir Eğitim Şirketi

Araştırma geliştirme yapan eğitim teknolojileri firmaları için en önemli olan şey, deneyim ve özgün içerik geliştirebilmek. Bu çok açık. Teknolojinin, yaratıcılığın ve inovasyonun öne çıktığı bir çağda sözünü edeceğimiz Bilişim Garajı, sadece bir online eğitim platformu değil, bir öğrenme aracı olarak işlev görüyor.  Bilişim Garajı; yapay zeka, oyunlaştırma, sanal gerçeklik gibi teknolojileri hizmetleriyle bütünleştirmek; e-ticaret platformları üzerinden küresel pazara girmeyi amaçlıyor. Bilişim Garajı aynı zamanda bir sosyal sermaye. Bunun için Türkiye ve Avrupa’da “Gelecek Merakı Atölyeleri” kurarak sadece Türkiye’de değil, dünyada da bir ilki gerçekleştirmek için tutkuyla çalışıyor.

 

Bilişim Garajı: Yeni Okulculuk!

Bilişim Garajı, geçmiş büyüme trendinden daha dik bir ivmeyi yakalamayı hedefliyor. Büyümenin ivmelenmesinde yatay ve dikeyde eğitim teknoloji alanında çalışan küresel şirketlerle iş birliğinin önemli bir çarpan olacağını düşünüyor. Şirketin en önemli hedefi eğitim teknolojileri alanında, şirketi etrafında dikey ve yatayda çalışan global bir ekosistem geliştirmek.

 

K-12 seviyesindeki eğitim kurumlarına bugün kıvılcımlar halinde kendini göstermeye başlayan “yeni okulculuk” konusunda rehberlik edecek bir ekosistem sunan Bilişim Garajı, AR-GE çalışmalarını yoğun bir şekilde yürütüyor, buradan elde ettiği know-how’ı ürünleştirerek öğrencilerin ve öğretmenlerin hizmetine sunuyor.

 

Bu doğrultuda, 2023 yılında eğitim teknolojileri alanında yenilikçi çözümler sunan CatchUpper platformu ile iş birliği yaparak öğrencilere ve eğitimcilere yönelik dijital eğitim araçlarını zenginleştirme ve erişilebilir hale getirme hedefini gerçekleştirmeyi amaçlayan Bilişim Garajı, CatchUpper iş birliği, özellikle yapay zeka temelli öğrenme deneyimlerinde ve eğitim içeriklerinin küresel dünyaya tanıtımında Bilişim Garajı’nın vizyonuna işaret ediyor.

 

Bilginin Teknolojisine Bakalım

Şimdi günümüzün bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT), iletişimin hacmini ve hızını arttırabiliyor evet ama bu mutlaka daha etkili iletişime yol açıyorlar, demek değil. Aslında e-posta, sesli posta, konferans görüşmeleri, sanal toplantılar vb. gibi teknolojileri temel alarak kurulan iletişim genellikle soğuk, mesafeli ve steril olarak algılanır. Şirketlerde teknolojinin aşırı kullanımı, modern beyaz yakalı işçiler arasında bir izolasyon ve baskı duygusuna yol açmıştır. Modern iş yerleri, birçok yüz yüze toplantının yerini almak için BİT destekli toplantılara güvenirken, giderek kişisellikten uzaklaşıyor.

 

Teknolojinin yaygınlaşması ve bunun sonucunda ortaya çıkan “bilgi yüklemesi” olgusuyla karşı karşıya kalan modern yüksek teknoloji işçisi, genellikle iş yerinin “insan unsurunu” yeniden inşa etmek için çaba gösterecektir. Bu insan unsurunun yeniden inşası için en önemli işçi stratejilerinden biri de enformel toplulukların oluşturulmasıdır. Bu tür gayri resmi topluluklar, birlikte çalışan insanlardan oluşur veya ortak bir sorunla karşı karşıya kalan bir organizasyonun farklı bölümlerinde çalışanlar olabilir. Örnek vermek gerekirse; bir e-posta üzerine atılan onlarca e-posta yerine; kahve makinasının etrafında toplanıldığında yapılan sohbet ve bilgi alışverişi… Hangisini tercih ediyorsunuz? Araştırmalar gösteriyor ki bu aslında basit görünen kahve etrafında toplanılan kısa sohbet ortamı hem daha çok tercih ediliyor hem de bilgi alışverişi için çok daha efektif. Bu gayri resmi topluluklar ve toplantılar, bilgi ve bilgi paylaşımı için en önemli araçlardan birini sağlıyor.

Teknoloji ve Eğitim İlişkisi

Dijitalleşen dünyada Avrupa’nın birçok ülkesinde de eğitim dijital platformlardan destek alarak ilerlerken pandemi sonrası ülkemizde de Web 2.0 araçları ve diğer dijital platformlardan yararlanmaya başlandı. Dünyadaki eğitim sistemini takip eden öğretmenler dijital sistemi bilip derslerinde uygulamaya çalışırken, dijital dünya ile ilgili bilgisi ve ilgisi olmayan öğretmenler için de zorunlu bir kapı açıldı. Dijital sistemler gün geçtikçe hayatımızın her alanında daha da çok yer alırken metaverse ve uzaktan eğitim kavramları, harmanlanmış öğrenme, ters yüz sınıf kavramları geleneksel sınıfların yerini almaya başladı bile. Artık artırılmış gerçeklik ile donatılmış okullar öğretmenin rehber olduğu, zaman zaman öğrenciden yeni bilgileri öğrendiği kocaman bir dijital bilgi okyanusunda yüzdüğümüz bir sistem haline gelmeli. Bunun için öğretmen eğitimleri ve ders müfredatları çağın gerekleri doğrultusunda yeniden yapılandırılmalı.

 

Okullar yüz yüze ve çevrim içi olmakla beraber esnek yapıda olacaktır. Teknolojinin daha baskın olduğu hibrit ve harmanlanmış bir eğitim sistemi olacaktır. Okullar nihayetsiz öğrenim ve öğretim alanları olacaktır. Öğretmen fasilitatör (yön veren) konumda olacaktır. Bu değişimler duruma göre artı ve eksi olanaklar sunacaktır. Okulun duvarların ötesinde bir gücünün olması avantaj olduğu halde, farklı şartlar dahilinde erişebilirdik sıkıntıları yaşanabilir. Tüm yenilikler, değişimler öğrenci merkezli ve 21. yüzyıl gereksinimlerine uygun oluşturulacaktır.

 

Bilişim Garajı ve Harmanlanmış Eğitim

Bilişim Garajı kurulduğu ilk günden bugüne 1 milyon çocuğa ulaşmış durumda. Teknolojiyi sadece tüketen değil, üreten bireyler yetiştirmek için çıktıkları bu yolda, dijitalleşme ve eğitimde öncülük peşinde.

 

Günümüzde harmanlaşmış öğrenme ve öğretme sürecinde öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen etkileşimiyle birlikte web destekli öğrenmenin olanaklarını da sunmaktadır. Bu yaklaşım, kanaatimce öğrenmeye çeşitlilik kazandıracağı ve gelecekte uygulanabilecek yaklaşımlardan biri olabileceği için oldukça önemli görülmektedir. Çünkü dijital öğrenme teknolojileri her geçen gün gelişerek, yüz yüze öğrenme ortamlarında da yerini almaktadır. Yaygın öğrenme şekilleri ile yüz yüze öğrenme ortamlarının birleştiği yerde karşımıza harmanlanmış öğrenme çıkmaktadır. Harmanlaşmış öğrenmenin birçok modeli mevcuttur. Pandemi süreciyle beraber sınıflarda Rotasyon modeli uygulandı. Pandemi sürecinden sonra her ne kadar yüz yüze eğitime dönülse de sınıflarda İstasyon-Rotasyon modelini uygulamaya devam ederek öğrencilerin bireysel öğrenme ihtiyaçlarına hitap edebilme olanağını yakalamış durumda oldu eğitim ekosistemi. Bilişim Garajı da bunu göz önünde bulundurarak içeriklerin özgünlüğü ve bireysel öğrenme hızına uygunluğunun yanı sıra 36 haftalık kuruma özel ders planı oluşturma imkanı verdi. Bu yolla öğretmenler için de bu özgünlüğü sağladılar. Bizim için en önemli diğer konu ise ulaşılabilirlik ve çözüm odaklılık. Hizmet sunan bir firma olarak ürünü kullanıcı ile buluşturmak bizim için yeterli değil. Hizmet aldığı süre boyunca teknik destek sağlamaya, eğitimler vermeye devam ediyoruz. Teknolojinin, yaratıcılığın ve inovasyonun öne çıktığı bir çağda, Bilişim Garajı, sadece bir online eğitim platformu değil, geleceği şekillendiren bir yolculuktur.

 

Bilişim Garajı, tüm dünyada hızla değişen ‘okul’, ‘öğrenme’, ‘eğitim’, ‘bilgi’, ‘beceri’, ‘ölçme-değerlendirme’ kavramlarının yeniden tanımlanmasına yönelik AR-GE çalışmalarına yüksek bütçe, enerji ve zaman ayırmaktadır. Eğitim bilimleri, eğitim teknolojileri, mekatronik mühendisliği, matematik, fen bilimleri alanlarında uzman ekibiyle, 16 yaş altı nesillerin kuramsal değil, disiplinler arası uygulamalı bilgi ve beceri kazanması Bilişim Garajı’nın en öncelikli ve önemli hedefidir. Bilişim Garajı ile K-12 seviyesindeki eğitim kurumlarına bugün kıvılcımlar halinde kendini göstermeye başlayan ‘yeni okulculuk’ konusunda rehberlik edecek bir ekosistem sunacak AR-GE çalışmalarımızı yoğun bir şekilde yürütüyoruz. Çalışmalarımızın, önümüzdeki 10 yıl içerisinde iş hayatına ve sosyal yaşama atılacak olan çocuklarımıza ihtiyaç duyacakları ‘evrensel becerileri’ kazandıracağına yönelik inancımız çok yüksektir.

 

Bitirirken: Bilişim Garajı Hikayesi

Hikayeler güçlüdür çünkü kim olduğumuzu tanımlarlar. Hikayelerin neden güçlü olduğunu tartışırsak eğer, şunu söyleyebiliriz: hikayeler bizim kim olduğumuzu anlamamıza; ne zaman, nerede, nasıl davranmamız gerektiğine dair kendimize yönelik ipuçları bulmamıza yardımcı olur. Bir insanın benlik algısı, anlattığı ve kendisi hakkında inandığı hikayeler tarafından belirlenir. Hikâye ve kimlik arasındaki bu bağlantıyı derinlemesine inceleyen Friedrich Wilhelm Nietzsche, hikayelerin insan kişiliğinin merkezi tanımlayıcı unsuru olduğu konusunda derin bir kanaate sahipti. Daha 1871 gibi erken bir tarihte Alman filozof, insanların ve kültürlerin kendilerini, sınırlarını ve dünya algılarını hikayeleri aracılığıyla tanımladığını yazar. Ona göre, In The Birth of Tragedy kitabında, hikayeler olmadan insanın yönü olmaz ve kaybolur. Hikayeler: hayatta neyin önemli olduğuna ışık tutan dünyanın kısaltılmış versiyonudur. Hikayeler sadece anlam sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sosyal ve kültürel uyumun kaynağıdır. Hikayeler ve efsaneler olmadan medeniyetler, doğal gücü olan yaratıcılığını kaybeder. Hikayeler ve efsaneler, hayal gücünü ve düşünceyi amaçsızca dolaşmaktan korur. Bilişim Garajı’nın hikayesi de özel bir hikaye olduğu için bu yazıda konum oldu. Geniş multimedya içeriği 50.000 sayfaya ulaşmış durumda. Bu içerikler özgünlüğü ile farklılaşıyor. Merkezi öğrenme yönetim sistemi kullanımı, dijital öğrenci sertifikaları, portfolyolar, sertifikalı eğitici eğitimleri, çoklu dil desteği gibi hizmet farklılıkları var. Eğitimde her kurum özel her öğrenci özel…

 

 

1件のコメント


mbssailor
2 gün önce

Hikaye tadında bir makale. Teşekkür ederim bu anlatım için. 🌿

いいね!
bottom of page